Yapım Yılı:2009
Vizyon Tarihi: 19 Haziran 2009
Yönetmen: Anne Flecther
Oyuncular: Sandra Bullock, Ryan Reynolds, Betty White, Craig T. Nelson, Mary Steenburgen
Tür: Komedi, Romantik
Ülke: ABD
Bu filmleri paylaşırken galiba bir yandan da kendi arşivimi oluşturuyorum. Sizi bilmem ama güzel bir film arayışına girdiğimde, bulmak için baya mesai harcıyorum. Baktım bu şekilde bir yere kadar gidiyor, hatta gidemiyor. Eski ya da yeni fark etmez izledikçe beğendiğim tüm filmleri sizlerle paylaşmaya karar verdim biliyorsunuz ve bir yandan da kendi arşivimi de oluşturmuş oluyorum.
Bu film de aynı süreci yaşadığım, şöyle güzel, seviyeli, eğlenceli bir romantik komedi filmi olsa da seyretsem dediğim uzun arayışlarım! sonucunda karşıma çıktı. İyi ki de çıktı. Aslında konu Sandra Bullock olunca şaşırmamak lazım. İlerleyen dönemlerde başka filmlerini de sizlerle paylaşıyor olacağım. Romantik komedi denildiği anda birçok filmde ya romantikliğin daha fazla cinsellik kısmı göze sokuluyor ya da komedinin cılkı çıkartılıyor. O yüzden ikisinin de dengelendiği, izlemeye değer, eğlenceli, romantik komedi tarzında ya da tadında filmler bulunca affetmiyorum.
HAYATTA HER ŞEYİ KONTROL EDEMEZSİN. BUYURUN ÖRNEĞİ
İşinde oldukça başarılı ama çalışanlarını köle gibi çalıştıran kitap editörü Margaret Tate ve onun asistanı olan Andrew Paxton’ın kendilerini trajikomik bir durumun içinde bulmalarıyla asıl hikaye başlar. Margaret Kanada’dan Amerika’ya göçmen olarak gelmiş ancak hastalık derecesindeki işkolikliği yüzünden düzenli olarak ilgilenmesi gereken göçmenlik görüşmelerini ertelemiştir. Ve en nihayetinde Amerika’dan sınır dışı edilme tehlikesi ortaya çıkar. Son noktaya gelindiğinde Margaret’ın imdadına asistanı Andrew yetişir. Margaret, Andrew’a evlenme teklifinde bulunur. Andrew da yıllardır hayalini kurduğu editörlük ve yayınlanmasını istediği kitabını şart koşarak teklifini kabul eder.
Zoraki çift olarak da tanımlayacağımız ikili, damat adayının ailesiyle tanışmak için Alaska’nın yolunu tutmak zorunda da kalırlar. Büyük şehrin metropollüğü içinde kendini kaybeden tamamen kariyer odaklı yaşayan Margaret, Alaska Sitka’ya geldiğinde ezberlerinin bozulduğuna şahitlik eder. Andrew’ün ailesinin ve yaşadıkları kasabanın samimiyetinden oldukça etkilenir. Tabi ki kasabanın kendi doğasındaki komikliklere de tanıklık edecektir. Kaldıkları süre boyunca Margaret ve Andrew zor yollardan da olsa birbirlerini tanıma fırsatını bulurlar. Peşlerindeki göçmenlik bürosu yetkililerini inandırmak ve kendilerinden uzaklaştırmak için düzenledikleri göstermelik nikah sırasında Margaret ile Andrew, bu plana sonuna kadar bağlı kalacaklarına istemeden de olsa yemin etmek zorunda kalırlar.
Filmdeki her oyuncu bence en az başrol oyuncular kadar etkili ve başarılıydılar. Kendi sahnelerinde başrol kendilerininmiş gibi hissettirdiler. Bunu, her karakterin muhakkak göze çarpan kendine münhasır bir özelliğinin olmasına ve bunu bize yansıtmalarına bağlıyorum. Ve tabi ki o Alaska’nın o Sitka’nın muhteşem doğasına, yeşilliklerine hayran olmamak elde değil. Tası tarağı toplayıp orada yaşamayı herkes ister sanırım.
Ve bu filmle beraber kanıtlanan bir detaysa, her insan muhakkak alışılmışın dışında bir olay yaşamadıkça çok da gözleri açılmıyor. Ne dersiniz?