Yapım Yılı:2015
Vizyon Tarihi: 29 Ocak 2016
Yönetmen: Tom McCarthy
Oyuncular: Mark Ruffalo, Michael Keaton, Rachel McAdams, Liev Schreiber, John Slattery, Stanley Tucci, Brian d’Arcy James, Billy Crudup
Tür: Dram, Gerilim
Ülke: ABD
Hangi tür film olursa olsun, gerçek hikayeden uyarlama denildiği an bambaşka bir gözle izlemeye başlıyorum. Vizyondayken seyretme fırsatını bulamadım ancak izleseydim bile konuya hâkim olmak için tekrar izlerdim. Bu filmin başına da gerçek hikâye olduğunu bilerek ve hissederek oturdum. Genel hatlarıyla konuyu tam anlamak, olaylar arasındaki bağlantıyı kurmak ve tabi ki hiçbir detayı kaçırmamak için yer yer durdurup tekrar izledim. Bu durum kimi seyirciye göre dezavantaj gibi görünse de altını çizdiğim gibi yaşananlar gerçekse bunun önemi kalmıyor. Filmin sonunda kendimi fazlaca etkilenmiş, filmde yer alan ana ve ara konuları sorgulamaya ve karşılıklarını bulmak için zaman ayırıp araştırıyor olarak buldum. Hem görsellik hem dönemi her anlamda yansıtma hem de kurgu açısından tam anlamıyla tatmin ettiğini söyleyebilirim.
SPOTLIGHT’IN KONUSUNA GELİNCE..
2001 yılında geçen film, Boston’da taciz olaylarıyla gündeme gelen bir kilisenin kendini aklamaya çalışmasını ve bu tacizleri aydınlatmaya çalışan Boston Globe gazetesinde yer alan Spotlight ekibi yazarlarını konu alıyor. Yeni atanan genel yayın yönetmeni Marty Baron, 2001 yazında Globe’un başına geçmek üzere Miami’den gelir gelmez Spotlight ekibini, 30 yıl boyunca düzinelerce çocuğa cinsel istismarda bulunmakla suçlanan yerel bir rahip hakkındaki bir makaleyi takip etmekle görevlendirir. Bir senelik araştırmaları sonucunda, Boston’ın üst düzey dini, yasal ve idari birliğine ait on yıllarca gizlenen Katolik Kilisesi’ndeki taciz iddialarıyla ilgili gerçeklere parmak basılır. Boston’da Katolik Kilisesi’ni hedef almanın çok büyük yankı uyandıracağını bilen Spotlight editörü Walter “Robby” Robinson, muhabirler Sacha Pfeiffer ve Michael Rezendes ve araştırmacı Matt Carroll davaya daha derinlemesine araştırmaya karar verirler.
Tüm filmler için geçerlidir ki ne ölçüde kişiselleştirebiliyorsak o denli etkileniyor ve beğeniyoruz. Dolayısıyla özellikle bu tarz filmleri bu bakış açısıyla seyrettiğimiz zaman asıl amacına ulaşıyor diyebiliriz. Oyunculuklara gelince, tüm oyuncuların gazatecilerin sahip olduğu kişisel ve mesleki davranış modellerini, özellikle mesleki deformasyon olarak nitelendirebileceğimiz tepkilerini, yaklaşımlarını çok güzel yansıttıklarını düşünüyorum. Bu nokta gerçek hikâyeye sahip bir filmi daha da sahiplenmemi sağlıyor.
SON SÖZ
En güzel yansıtılan ya da en acıtan tarafı da yıllardır sahip olduğunuz bir inanış ve yaşadığınız bir kültürün yıllardır hatta asırlardır ruhen ve öldükten sonra sizi mutlu sona ulaştırmada en başta güzel ahlaka sahip olunması gerektiğini söylerken; birçok yalan ve kötü olaylarla bozulmuş olduğunu ve üstünün sürekli kapatıldığını görmenin yaratacağı şokun etkisini söylememe gerek yok sanırım. Hele ki öğrenilen bu zalimce gerçekten sonra gerek kuruma gerekse sahip olunan inanışa ne denli sağlam bir duruş sergileyeceğiniz tartışılır. En başta ailenizi, çevrenizi ve mahallenizdeki insanları nereye kadar nasıl koruyacaksınız?